13 Eylül 2018 Perşembe

13:12 - No comments

4.5 yaşa 1 ay kala

Çok uzun zamandır yazamamışım buraya yavrucuğum. O kadar çok şey değişti ve birikti ki nereden başlayayım bilemedim. 3 yaşındaki yaş günü partinden kaçışın mesela mumları ben üflemiştim :)) 3 yaşından itibaren değişim başladı aslında uykun geldiğinde hadi uyumaya gidelim dedin bir gece biyolojik saatini kendin belirledin o zamandan beri her gece kitap okuyup sarılıp uyuyoruz. Sana sarılmak ve saçlarımı tutarak uyuyuşun tarifsiz bir mutluluk. 3.5 yaşından itibaren kreşe başladın 2 talihsiz kreş denemenizden sonra şu anki kreşte mutlu olduğunu düşünüyorum. İleride bu satırları okursan bilmeni isterim ki tüm dileğim ve çabanın çocuk gibi oyunla eğlenerek mutlu olman için elimden geleni yaptığımdır. Yazamadığım zaman zarfında çokça kamplara ve uzun bisiklet turlarına gittik. Çok pozitif neşeli bazen çok öfkeli ama heryere her ortama uyum sağlayan oynayacak eğlenecek birşeyler bulabilen ve insanlarla iletişime kolaylıkla geçebilen bir çocuksun. Müziği ve dans etmeyi çok seviyorsun ac DC rainbow Athena cem karaca deep purple duft pank Duo Michael Jackson iron Maiden  favorilerin deli gibi söyleyip coşuyorsun . Denize ve havuza girmeyi sevmiyorsun saçının ıslanması dan nefret ediyorsun en sevdiğin meyve çilek ve karpuz herşeyin çileklisini seviyorsun 4 yaşında iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrendin ve şahane sürüyorsun en çok kullandığım cümle annecim bana da şu arabadan alar mısın ? Son zamanlarda ölümle ilgili çok soru soruyorsun boncukları çok seviyorsun kolye halhal bileklikleeei kolundan çıkarmıyorsun küpe de istiyorsun yakında sana mıknatıslı küpe alacağım. Ayakkabı takıntın var çok seviyorsun. Kitapları çok seviyorsun saçlarını kısa istediğin için kestirdik aynada kendine saç tasarlıyorsun minik legolardan arabalar tasarlıyor çamurun içinde zıplayıp saçlarına kadar çamur oluyorsun . Seni çok seviyorum canım yavrum iyi ki varsın hayatımı anlamlandırdın şansın hep açık olsun.




20 Eylül 2016 Salı

01:27 - No comments

Özgür kuş 29 aylık :) 2.5 a bir kala...

canım oğlum 3 aydır yazmamışım nasıl toparlayıp yazacağım bilemiyorum ne kadar çok anı biriktirdik ne kadar değiştin büyüdün bir bilsen :) önce 2,5 ay önce yaptığımız bisiklet turunu anlatayım. birlikte evimizden bisikletlerimizle ve kamp malzemelerimizle çıkıp Altınoluğa kadar gittik. önce bandırma vapuruna bindik sonra inip erdek te kamp yaptık. kamp alanında hemen arkadaş buldun kendine çok eğlendin. sabah çıktık yola zeytin ağaçlarının arasında deniz manzarasıyla bisikletimizle geze geze edinciğe geldik. bir kahvehanede durduk ordaki amcalarla hemen sohbete daldın. insanlarla iletişimin çok güzel herkesle sohbet etmeye çalışıyorsun. sonra yola devam ettik yolda ilk gün biraz sıkıldın mola verecek fazla bir yer yoktu ama sonra alıştın. bir benzinlikte mola verdik bisikletlerimizi de tamir ettik sen tamire yardımcı oldun orda gördüğümüz bir köpekle sonra da bahçedeki toprakla oynadın. bir sonraki mola yerinde römorkun içinde uyumuştun. tur boyunca söylediğin bize bile ezberlettiğin olly çizgi filminin şarkısının nakaratını da yazayım burda dursun ilerde bu satırları okuduğunda hatırlarsın belki :) olly yollarda yadım eder dostlarına olly yollarda el uzatır yolda kalanlaraaaa :)))) yollar böyle devam etti biz uzuuun km lerce bisiklet kullanırken sen römorkunun içinde biraz yolu seyrettin yoldan geçen arabaları köpekleri ağaçları biraz video seyrettin tablette, biraz çubuk biraz bisküvi arada çikuuu :) sıkılıp bağırdığında durduk şarkılar söyledik..şevketiyeye varmak üzereyken ağaçlı güzel bir yolda ilerken birden es karabahtımmm  diye bağırmaya başladın sonra bekle beniii şarkısını söylemeye başladın römorkun içinde yolun güzelliği hafif esintiyle çınlayan sesine eşlik ettik hep birlikte bağıra bağıra bekle beniii şarkısını söyledik cem karacanın. Akşamları kamp yaptık kamp alanlarında da çok mutluydun çadırda mışıl mışıl uyudun canım oğlum. şevketiye diye bir köyde denizin kenarına kurduk çadırı bir gece şişme yatağımız bi kaç kere patlamıştı o gece de patladı biz yatağı tekrar şişirirken uyanmadın bile dalga sesleri sana ninni gibi geldi. şevketiyedeki kafeteryada senden büyük abilere şirinlikler yaptın herkes seni çok sevdi. çok eğlendin. çanakkalenin merkezine vardığımızda seni çok sevip dondurma veren bir dondurmacı, kordonda neşeyle koşuşun, tanımadığın insanlarla muhabbet etmen hatırladığım güzel anılar. bozcaada vapurunu beklerken seni oyalayabilmek için yere oturup gelen arabaları saymamızı da unutamıyorum. sonra vapuru kaçırdık o ayrı. gece boyunca kamp alanı aradık sen römorkta uyudun. artık yer bulamayacağımızı düşünüp Güzelyalı da bi otelde kaldık. deniz otelin altını üstüne getirdin oynarken :))))) ordaki tatil için gelenlere hoşçakalıııın diyip el salladın o kadar sevimlilik yaptın ki neredeyse bizi de yanlarında götüreceklerdi. sonra yine muhteşem manzaralar arasında yola devam ettik geyikli köyünde yerde duran dubanın içini merak edip kafanı içine soktun kahvedeki amcalarla konuştun şarkılar söyledin vapura bindik bozcaadaya gittik bozcaadadaki kamp alanında da çok eğlendin özgür kuşum herşey oyun senin için mutlaka oyalanacak oynayacak birşeyler buldun deniz kenarında suyla oynadık ıslandın eğlendin yollarda dut ağacına daldık dut yedin avuçla, karpuz bulduk kabuğuyla yedin apollon tapınağında yalınayak koşmak istedin ayağına diken battı.denizkent sahilinde kumla oynadın çok sivrisinek vardı sinekler yedi heryerini :) küçükkuyu da bir zıplama alanı bulduk deli gibi zıpladın çocuklarla eğlendin. ummadığımız zamanlarda karşımıza serap gibi çıkan parklar sayesinde seni parka götüreceğim sözümü de tutmuş oldum. otobüste dönerken 8 saat zorlu geçti o kadar hareketlisin ki 8 saat otobüs yolculuğu seni de bizi de zorladı biraz. tatilimiz böyle geçti işte güzel oğlum benim. birlikte kitap okuyoruz sık sık. hatta okumamı istediğin kitabı kendin gidip alıyorsun kitaplıktan. bu arada tuvalet eğitimin bitti artık bez yok arada bana kızdığında kaçırsan da çişim geldi annee ayyyy kakam kakam diyip yerinde zıplayıp söylüyorsun:))) o kadar net ve güzel ifade ediyorsun ki herşeyi kızgınlığını da sevincini de anlatacak cümleyi kuruyorsun bir şekilde. bahçede çok güzel vakit geçiriyoruz. bazen çam fıstığı toplayıp kırıp yiyoruz bazen yerlerde yuvarlanıyoruz bazen saklambaç oynuyoruz bazen çardağın altına girip kamp yapıyoruz :)) bir süre önce fındık toplamaya gittik köye bize çok yardım ettin bir sürü fındık topladın kovaları taşıdın ağaçların dallarına tutunup sallandın. bir gün beyaz boya arıyorum annee beyaz boyaa dedin buldum verdim siyah tv sehpasının üzerine karalamaya başladın. neden beyaz istediğini anlamış olduk böylelikle. bi akşam ışığın altında elinin kolunun gölgesiyle oynadın. bahçedeki kafeteryada havuzun altına renkli ışıklar yerleştirmişler sen elindeki kırmızı arabayı yeşil ışığın altına koyup siyaha dönüştü anneee dedin heyecanla. baykuş kuklayla oynuyoruz seninle kuklayı konuşturuyorum birlikte araba oynuyoruz. bi ara minik bir kediyi balkonumuzda baktık çok sevdin biraz mıncıkladın da hatta. en çok kullandığın ve benim bayıldığım cümleler parka gitsek te olur, birazcık araba oynasakta olur, afedersiniz biraz karpuz verebilir misiniz acaba dedin meliha teyzeye :))) kucağını ver diyorsun seni kucağıma almamı istediğinde. sarılıp öpüyorsun beni bazen :) aklıma bir fikir geldi dedin bir gün ben ne olduğunu anlayamadan koltuk örtüsünü kaldırıp çadır yapıyorum dedin ve altına girdin. bir gün yine nedensiz ağladın neden ağlıyorsun diye sorduğumda canım sıkıldı dedin. babanenin bahçesinde solucan gördün sonra kayboldu solucan aramaya başladın solucaaan gel oğlum gel buraya diye seslendin. lojmandaki kafeteryanın içine girip garsonun yanına gidip bi tane dondurma verir misin dedin bi gün. bahçedeki kaydırağa yalınayak tırmanıp heyecanla ayaklar işe yarıyorrr diye bağırdın :))) bi ara sinirlenip bişeyi yapmak istemediğinde olmaz dedim anne olmazzz diyorun şimdi demiyorsun artık. su içerken su bitince bardağı fırlatıp atıyorsun bazen halaaa zor yemek yiyorsun maalesef :( baykuş kuklayla oynarken bir gün arabanı paylaşmak istemedin başka türlü nasıl oynayacaksınız dedim oynuyoruz ya işte dedin sonra vermemek için bu arabalar çok tehlikeli dedin :))) her cümlen ayrı şaşırtıyor beni çok gülüyorum çok mutlu oluyorum bazen kızıyorum sesimi yükselttiğimde oluyor ama kızdığımı anlayıp kızdın mı diyorsun sevimli sevimli kızmadım diyorum kızdın kızdın diyorsun bi günde bana bağırma anne demiştin :( bolca maymunluklar yapıyorsun mesela bi gün elindeki bardağı bana uzatıp bayan alabilir misiniz bunu bayan dedin kablo tüplerinden uçak yapıp yumuşak kısmını boynuna asarak kemer yaptın bağlamaya çalıştın hazırım uçabiliriiiim dedin. bayramda kahvaltıda durduk yere solucan gördüm dedin nerde gördün diye sordum solucanlar Afrikada yaşar dedin :)))) duyduğun gördüğün şeyleri böyle birleştiriyorsun genelde. sana yardım ettiğimde teşekkür ederim annecim diyorsun başkalarına da sürekli teşekkür ediyorsun :) başım ağrıyor ya da hastayım dediğimde  bak bak ben de hasta oldum benim de ayağım ağrıyor kolum acıyor dişyorsun. bi akşam babanla benim gölgemi görüp bu anne gölgeee bu da baba gölge dedin. sinirlendiğinde elinin yüzünün yanına koyup işaret parmağını kaldırıp kızdım ben kızıyorum diyorsun geçen gün yine aynı hareketi yapıp kızdım  ben gidiyorum dedin kapıya doğru gittin.  yeni cümlelerinden biri baban yüksek sesle sana şaka yapmaya çalışırken sen korktun biraz ve yine kızmanişaretini yapıp hey kötü adam çok kızıyorum dedin. ışıkları açıp kapatıp uyku saatiii diyorsun. artık birlikte uyurken sana anlattığım hikayeyi anlatmamı istiyorsun bazen kendin başlıyorsun hikayeye bir varmış bir yokmuş bi tane özgür kuş varmııışşş :))) metallica nın viskey in the jar şarkısını duyar duymaz yerinde duramayıp kafa sallayıp dans etmeye başlıyorsun. bahçede bulduğumuz bi akülü arabanın çalışmadığını görünce tamir etmeye çalıştın motorunu falan baktın olmuyo çantamdan şarj aletini alıp motora takmaya çalıştın sonra bayram oldu yine köylere gittik yeşilliğin içinde koşup oynadın böğürtlen topladık. bahçedeki ceviz ağacına salıncak kurduk baban sana çelik çomak oynamayı öğretti. bahçede çok fazla kertenkele var onları yakalamaya uğraştın bir süre :)))) bahçedeki yeşil küçük domatesleri koparıp ezdin biraz...lojmanın bahçesinde neredeyse her gün kelebeklerin peşinden koşuyorsun nereye gitti bu diyorsun koşarken dokunmak istiyorsun gördüğün her canlıya :) arabalara köprü yapıyorsun garaj yapıyorsun taraktan ve daha bi çok acayip malzemeden ...işe gitmemi istemiyorsun bende gitmek istemiyorum aslında canım oğlum ama mecburum gitmemi istemediğinde sarılıp işe gitmeee diyorsun bırakmıyorsun. sabahları neşeli uyanıyorsun yuvarlanıyoruz sarılıyoruz üzerimde zıplıyorsun bana da hadi zıpla anne zıpla diyorsun yatağın üzerinde zıplıyoruz :)))) seni çok seviyorum bitanecik oğlum hayat enerjim hep gül hep mutlu ol başka bişey istemem...









































23 Haziran 2016 Perşembe

01:15 - No comments

özgür kuş 26 aylık

gözümün bebeği oğlum ne çok anı birikiyor hangi birini aklımda tutayım hangisini yazayım yetişemiyorum gerçekten. Artık iyice konuşuyorsun yapmak istediğin birçok şeyi cümle kurarak dile getiriyorsun. istemediğinde hayır istemiyorum deyişin öfkelenip isyan edişlerin hiç aklımdan çıkmayacak sanırım. 2 hafta önce h sonu evden çıkıp kilyosa gittik bir bisiklet gurubuyla bisikletle arkamda 50 km taşıdım seni halinden memnundun aslında ama uyku saatinde uyuyamadığın için biraz arıza çıkardın. kamp yaptık kilyosta gurupta bulunan herkesin yanına gidip merhaba napıyosunuz nasılsınız diye sordun sevimlilikler yapıp muhabbet ettin. herkes seni çok sevdi çok ilgilendiler. sonra arkadaşlarrr nasılsınız dedin hatta bi ara hafızlar napıyorsunuz bile dedin hafız kelimesinin ne demek olduğunu açıklamak zorunda kaldık :)))) dönüş yolunda römorkuna oturdun birazcıkta uyudun o yüzden daha iyi geçti. vapurda anne bak gemiiii dedin vapurlara bakarak. belgrad ormanını gördük seninle birlikte ilk kez. kamp alanında deli gibi koştun oynadın. lojmanın bahçesinde İbrahim ve nudemden oluşan arkadaş grubunla gayet mutlusun. ananen peşinde koşmaktan yoruluyor ama çok ta şikayetçi değil. bahçede ağaçların arasında koşuyorsun. parkta oynuyorsun. elinde tahta bir sopayla toprağa traktör çizmeye çalışıyorsun. evin duvarlarını boyayıp anne bak macera yapıyorum diyorsun.birlikte çam fıstığı toplayıp kırıp yiyoruz. bahçedeki çardakta bir banka yatıp kafanı yukarı kaldırıp yukardaki çatıyı görünce aaaa ne güzel çadır diyorsun. babanın üzerinde Fenerbahçe formasını görüp anne bende şampiyon giymek istiyorum dedin. birlikte kitap okuyoruz. zıplıyoruz yerlerde yuvarlanıyoruz araba oynuyoruz resim yapıyoruz bisiklete biniyoruz saçlarımın arasına arabalarını saklayıp kaybolmuş diyorsun tamir setinle bisiklet tamiri yapıp işyerimde zımba tellerinden tren yapıyorsun. sarılmayı öpülmeyi çok seviyorsun.birlikte geçirdiğimiz zamanın çoğunu sarılarak geçiriyoruz. sokakta çok hareketlisin dolayısıyla babanla birlikte oturamıyoruz önce birimiz ilgileniyor seninle sonra diğerimiz :)))) yemek ve uyku konusu maalesef haala düzelmedi . yemek yemeyi sevmiyorsun çok zorlanıyoruz. uyurken de çok zorlanıyoruz geceleri uyanıyorsun haala kucağımda gezdirmemi istiyorsun. sarılıp annecim deyip sevimli muzip ifadelerle beni güldürmeye çalışman paha biçilemez bir duygu. dün gece bana sarılıp seni seviyorum anne dedin ilk kez duydum bu sözcüğü senden mutluluğu tarif etmem imkansız. seni çok seviyorum canımın parçası güzel oğlum.

6 Haziran 2016 Pazartesi

04:41 - No comments

özgür kuş 25,5 aylık :)

aslında yazacak milyon tane şey var ama her an yeni birşeyle karşılaştığımdan hafızamda bir kısmını tutabiliyorum canım oğlum. o kadar çok büyüdün ki :) artık neredeyse derdini tamamen anlatıyorsun cümleler gayet net. özellikle bunu istiyorum ya da bunu yapmak istemiyorum türünde cümleler daha da net. yemek yemek istemiyorum diyorsun mesela ya da parka gitmek istiyorum ya da elimde kitap görüp bende kitap istiyorum diyorsun. kelimeleri gayet düzgün söylüyorsun bir kaç kelime dışında onlar da o kadar tatlı oluyor ki mesela arabam çorabım demek yerine arabanım çorabınım diyorsun :) anlık olayları hatırlamaya çalışıyorum şimdi aklıma geldikçe yazayım bir gün validebağ korusuna gittik bisikletle güneş batmak üzereydi güneşe doğru baktın ve o yöne koşmaya başladın anne bak güneşi buldum dedin ananen zorla yemek yedirmeye çalışırken istemiyorum bıktım git yemiycem dedin :)))) bahçede minik bir kuş buldu amcan yani senin deyiminle hafız :) küçük kuşu kedinin ağzından aldı eve getirdik seninde sevmen için kuşu görür görmez mutlu oldun sarılabilir miyim dedin sonra annee minkkuş bıdı bıdı yapmak istemiyor dedin hemen ardından minikkuş korkma niye korkasın dedin yerde kitap buldun eline aldın okuyormuş gibi yapıp iyi geceler minikkuş dedin sonra nerde yemek nerde nerde dedin kuşun acıkmış olacağını düşündün sanırım yemek vermek istedin sonra kuşun tırnaklarını gördün kuşun ayakları bozulmuş hemen tamir etmeliyiz dedin koştun oyuncak tamir setini aldın içinden penseyi çıkardın kuşun tırnaklarını kesmek istedin müsaade etmedik tabiki :)))) sonra tamir setinin içinden matkabı aldın ve kuşun alnına doğru tuttun ateşi 7 hemen hastaneye götürmeliyiz dedin baktık durum iyice değişiyor minik kuşu hastaneye götürüyoruz deyip bahçeye götürdük.. bu arada ayağımda çıkan bir yaraya da tornavidayı basmaya çalıştın anne hemen tamir etmeliyiz dedin :))) evde bolca araba ve bisiklet tamiri yapıyorsun canım oğlum ayağıma hiç gerek yok :) bahçede çılgınlar gibi eğleniyorsun özellikle kendinden büyük erkek çocuklarla abi deyip peşlerinde koşup oyunlarının arasına katılmaya çalışıyorsun enerjin hiç azalmıyor canım oğlum neşen hep yerinde bir gülüyorsun içim enerjiyle doluyor benimde. geçen gün sana teşekkür ettim bişey için rica ederim annecim dedin bana sonra banyo yaptın bornozumu ver dedin :))) duyduğunu gördüğünü unutmuyorsun şarkılar söyleyip şarkı söylüyoruuum dans edip dans ediyoruuum diyorsun. kucağıma gelmek istediğinde kucağına gelmek istiyorum demek yerine kucağını ver diyorsun çok mutlu oluyorum. saçımla uyuyorsun daraldığında ya da uyumak istediğinde anne saçı versene diyorsun ya da saçını versene annecim diyorsun. birlikte kitap okuyoruz bahçede koşup oynuyoruz bisiklete biniyoruz. bu ara biraz sinirlisin istediğin anda olmayınca bişey elinde ne varsa fırlatıyorsun başka şeylerle ikna etmeye çalışınca da hayır istemiyooorum diyip ağlamaya başlıyorsun dün sabaha karşı 6 da uyudum mesela bütün gece ayağımda sallamamı istedin salladıkça uyudun sallamayı bırakınca uyandın uyku ve yemek konusunda anlaşamıyoruz sadece canım oğlum sana yemek yedirmek en çok zorlandığım konu çok çok zorlanıyorum itiraz ediyorsun sürekli elinle kaşığı ittiriyorsun hayır istemiyorum diyorsun. kiraz mısır ekmek salatalık ve arada kaçamak dondurma favorilerin bu aralar :) babanla amcan sana uçurtma yaptı uçurtma şenliğine gittik kadıköye uçurtmayı uçurmayı başaramadık ama olsun etkinlik güzeldi. evin içine çadır kurduk sende yardım ettin anne bak çadır yapıyoooorum dedin çadırın içinde çok eğleniyorsun. ananenin bahçesinde toprakla oynadın anne bak saylongozzzz dedin üsküdara gidiyoruz herzaman gittiğimiz çay ocağına herkesle kankasın her masada birileriyle muhabbettesin hatta bazılarının üzerinde sürüyorsun arabanı hemen en sevimli hallerini takınıyorsun ya nasıl tatlısın be oğlum ahhhh ciğerimin taaa içi oğlum geçen gün yine yerde yuvarlanıyoruz seninle saçlarım yerlerde sürünüyor arabalarını alıp saçımın üzerine koydun aaa araba saplandı anne hemen çekici çağırmalıyız dedin arada saçlarımın arasına arabalarını saklayıp araba kaybolmuş mu diyorsun bi de son zamanlardaki sık kullandığın cümlen anne bak burda ne varmıss :))) seni çok seviyorum bebeğim güzel oğlum benim. iyi ki varsın :))