01:27 -
No comments


Özgür kuş 29 aylık :) 2.5 a bir kala...
canım oğlum 3 aydır yazmamışım nasıl toparlayıp yazacağım bilemiyorum ne kadar çok anı biriktirdik ne kadar değiştin büyüdün bir bilsen :) önce 2,5 ay önce yaptığımız bisiklet turunu anlatayım. birlikte evimizden bisikletlerimizle ve kamp malzemelerimizle çıkıp Altınoluğa kadar gittik. önce bandırma vapuruna bindik sonra inip erdek te kamp yaptık. kamp alanında hemen arkadaş buldun kendine çok eğlendin. sabah çıktık yola zeytin ağaçlarının arasında deniz manzarasıyla bisikletimizle geze geze edinciğe geldik. bir kahvehanede durduk ordaki amcalarla hemen sohbete daldın. insanlarla iletişimin çok güzel herkesle sohbet etmeye çalışıyorsun. sonra yola devam ettik yolda ilk gün biraz sıkıldın mola verecek fazla bir yer yoktu ama sonra alıştın. bir benzinlikte mola verdik bisikletlerimizi de tamir ettik sen tamire yardımcı oldun orda gördüğümüz bir köpekle sonra da bahçedeki toprakla oynadın. bir sonraki mola yerinde römorkun içinde uyumuştun. tur boyunca söylediğin bize bile ezberlettiğin olly çizgi filminin şarkısının nakaratını da yazayım burda dursun ilerde bu satırları okuduğunda hatırlarsın belki :) olly yollarda yadım eder dostlarına olly yollarda el uzatır yolda kalanlaraaaa :)))) yollar böyle devam etti biz uzuuun km lerce bisiklet kullanırken sen römorkunun içinde biraz yolu seyrettin yoldan geçen arabaları köpekleri ağaçları biraz video seyrettin tablette, biraz çubuk biraz bisküvi arada çikuuu :) sıkılıp bağırdığında durduk şarkılar söyledik..şevketiyeye varmak üzereyken ağaçlı güzel bir yolda ilerken birden es karabahtımmm diye bağırmaya başladın sonra bekle beniii şarkısını söylemeye başladın römorkun içinde yolun güzelliği hafif esintiyle çınlayan sesine eşlik ettik hep birlikte bağıra bağıra bekle beniii şarkısını söyledik cem karacanın. Akşamları kamp yaptık kamp alanlarında da çok mutluydun çadırda mışıl mışıl uyudun canım oğlum. şevketiye diye bir köyde denizin kenarına kurduk çadırı bir gece şişme yatağımız bi kaç kere patlamıştı o gece de patladı biz yatağı tekrar şişirirken uyanmadın bile dalga sesleri sana ninni gibi geldi. şevketiyedeki kafeteryada senden büyük abilere şirinlikler yaptın herkes seni çok sevdi. çok eğlendin. çanakkalenin merkezine vardığımızda seni çok sevip dondurma veren bir dondurmacı, kordonda neşeyle koşuşun, tanımadığın insanlarla muhabbet etmen hatırladığım güzel anılar. bozcaada vapurunu beklerken seni oyalayabilmek için yere oturup gelen arabaları saymamızı da unutamıyorum. sonra vapuru kaçırdık o ayrı. gece boyunca kamp alanı aradık sen römorkta uyudun. artık yer bulamayacağımızı düşünüp Güzelyalı da bi otelde kaldık. deniz otelin altını üstüne getirdin oynarken :))))) ordaki tatil için gelenlere hoşçakalıııın diyip el salladın o kadar sevimlilik yaptın ki neredeyse bizi de yanlarında götüreceklerdi. sonra yine muhteşem manzaralar arasında yola devam ettik geyikli köyünde yerde duran dubanın içini merak edip kafanı içine soktun kahvedeki amcalarla konuştun şarkılar söyledin vapura bindik bozcaadaya gittik bozcaadadaki kamp alanında da çok eğlendin özgür kuşum herşey oyun senin için mutlaka oyalanacak oynayacak birşeyler buldun deniz kenarında suyla oynadık ıslandın eğlendin yollarda dut ağacına daldık dut yedin avuçla, karpuz bulduk kabuğuyla yedin apollon tapınağında yalınayak koşmak istedin ayağına diken battı.denizkent sahilinde kumla oynadın çok sivrisinek vardı sinekler yedi heryerini :) küçükkuyu da bir zıplama alanı bulduk deli gibi zıpladın çocuklarla eğlendin. ummadığımız zamanlarda karşımıza serap gibi çıkan parklar sayesinde seni parka götüreceğim sözümü de tutmuş oldum. otobüste dönerken 8 saat zorlu geçti o kadar hareketlisin ki 8 saat otobüs yolculuğu seni de bizi de zorladı biraz. tatilimiz böyle geçti işte güzel oğlum benim. birlikte kitap okuyoruz sık sık. hatta okumamı istediğin kitabı kendin gidip alıyorsun kitaplıktan. bu arada tuvalet eğitimin bitti artık bez yok arada bana kızdığında kaçırsan da çişim geldi annee ayyyy kakam kakam diyip yerinde zıplayıp söylüyorsun:))) o kadar net ve güzel ifade ediyorsun ki herşeyi kızgınlığını da sevincini de anlatacak cümleyi kuruyorsun bir şekilde. bahçede çok güzel vakit geçiriyoruz. bazen çam fıstığı toplayıp kırıp yiyoruz bazen yerlerde yuvarlanıyoruz bazen saklambaç oynuyoruz bazen çardağın altına girip kamp yapıyoruz :)) bir süre önce fındık toplamaya gittik köye bize çok yardım ettin bir sürü fındık topladın kovaları taşıdın ağaçların dallarına tutunup sallandın. bir gün beyaz boya arıyorum annee beyaz boyaa dedin buldum verdim siyah tv sehpasının üzerine karalamaya başladın. neden beyaz istediğini anlamış olduk böylelikle. bi akşam ışığın altında elinin kolunun gölgesiyle oynadın. bahçedeki kafeteryada havuzun altına renkli ışıklar yerleştirmişler sen elindeki kırmızı arabayı yeşil ışığın altına koyup siyaha dönüştü anneee dedin heyecanla. baykuş kuklayla oynuyoruz seninle kuklayı konuşturuyorum birlikte araba oynuyoruz. bi ara minik bir kediyi balkonumuzda baktık çok sevdin biraz mıncıkladın da hatta. en çok kullandığın ve benim bayıldığım cümleler parka gitsek te olur, birazcık araba oynasakta olur, afedersiniz biraz karpuz verebilir misiniz acaba dedin meliha teyzeye :))) kucağını ver diyorsun seni kucağıma almamı istediğinde. sarılıp öpüyorsun beni bazen :) aklıma bir fikir geldi dedin bir gün ben ne olduğunu anlayamadan koltuk örtüsünü kaldırıp çadır yapıyorum dedin ve altına girdin. bir gün yine nedensiz ağladın neden ağlıyorsun diye sorduğumda canım sıkıldı dedin. babanenin bahçesinde solucan gördün sonra kayboldu solucan aramaya başladın solucaaan gel oğlum gel buraya diye seslendin. lojmandaki kafeteryanın içine girip garsonun yanına gidip bi tane dondurma verir misin dedin bi gün. bahçedeki kaydırağa yalınayak tırmanıp heyecanla ayaklar işe yarıyorrr diye bağırdın :))) bi ara sinirlenip bişeyi yapmak istemediğinde olmaz dedim anne olmazzz diyorun şimdi demiyorsun artık. su içerken su bitince bardağı fırlatıp atıyorsun bazen halaaa zor yemek yiyorsun maalesef :( baykuş kuklayla oynarken bir gün arabanı paylaşmak istemedin başka türlü nasıl oynayacaksınız dedim oynuyoruz ya işte dedin sonra vermemek için bu arabalar çok tehlikeli dedin :))) her cümlen ayrı şaşırtıyor beni çok gülüyorum çok mutlu oluyorum bazen kızıyorum sesimi yükselttiğimde oluyor ama kızdığımı anlayıp kızdın mı diyorsun sevimli sevimli kızmadım diyorum kızdın kızdın diyorsun bi günde bana bağırma anne demiştin :( bolca maymunluklar yapıyorsun mesela bi gün elindeki bardağı bana uzatıp bayan alabilir misiniz bunu bayan dedin kablo tüplerinden uçak yapıp yumuşak kısmını boynuna asarak kemer yaptın bağlamaya çalıştın hazırım uçabiliriiiim dedin. bayramda kahvaltıda durduk yere solucan gördüm dedin nerde gördün diye sordum solucanlar Afrikada yaşar dedin :)))) duyduğun gördüğün şeyleri böyle birleştiriyorsun genelde. sana yardım ettiğimde teşekkür ederim annecim diyorsun başkalarına da sürekli teşekkür ediyorsun :) başım ağrıyor ya da hastayım dediğimde bak bak ben de hasta oldum benim de ayağım ağrıyor kolum acıyor dişyorsun. bi akşam babanla benim gölgemi görüp bu anne gölgeee bu da baba gölge dedin. sinirlendiğinde elinin yüzünün yanına koyup işaret parmağını kaldırıp kızdım ben kızıyorum diyorsun geçen gün yine aynı hareketi yapıp kızdım ben gidiyorum dedin kapıya doğru gittin. yeni cümlelerinden biri baban yüksek sesle sana şaka yapmaya çalışırken sen korktun biraz ve yine kızmanişaretini yapıp hey kötü adam çok kızıyorum dedin. ışıkları açıp kapatıp uyku saatiii diyorsun. artık birlikte uyurken sana anlattığım hikayeyi anlatmamı istiyorsun bazen kendin başlıyorsun hikayeye bir varmış bir yokmuş bi tane özgür kuş varmııışşş :))) metallica nın viskey in the jar şarkısını duyar duymaz yerinde duramayıp kafa sallayıp dans etmeye başlıyorsun. bahçede bulduğumuz bi akülü arabanın çalışmadığını görünce tamir etmeye çalıştın motorunu falan baktın olmuyo çantamdan şarj aletini alıp motora takmaya çalıştın sonra bayram oldu yine köylere gittik yeşilliğin içinde koşup oynadın böğürtlen topladık. bahçedeki ceviz ağacına salıncak kurduk baban sana çelik çomak oynamayı öğretti. bahçede çok fazla kertenkele var onları yakalamaya uğraştın bir süre :)))) bahçedeki yeşil küçük domatesleri koparıp ezdin biraz...lojmanın bahçesinde neredeyse her gün kelebeklerin peşinden koşuyorsun nereye gitti bu diyorsun koşarken dokunmak istiyorsun gördüğün her canlıya :) arabalara köprü yapıyorsun garaj yapıyorsun taraktan ve daha bi çok acayip malzemeden ...işe gitmemi istemiyorsun bende gitmek istemiyorum aslında canım oğlum ama mecburum gitmemi istemediğinde sarılıp işe gitmeee diyorsun bırakmıyorsun. sabahları neşeli uyanıyorsun yuvarlanıyoruz sarılıyoruz üzerimde zıplıyorsun bana da hadi zıpla anne zıpla diyorsun yatağın üzerinde zıplıyoruz :)))) seni çok seviyorum bitanecik oğlum hayat enerjim hep gül hep mutlu ol başka bişey istemem...
0 yorum:
Yorum Gönder